
Selanik'te Türkiye-Yunanistan GAÖ Toplantısı
Türkiye-Yunanistan Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı Selanik'te Gerçekleşti Türkiye ve Yunanistan, gerilimli...
Türkiye nüfusunun g,4'ünün sosyal medya kullanıcısı olduğu gerçeği, uzmanları harekete geçiriyor. Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, sosyal medyanın sunduğu anlık mutluluk ve tatmin duygusunun, bağımlılık riskini artırdığına dikkat çekiyor. Anlık dopamin salgılayan bu platformlar, gerçekçi olmayan bir mutluluk algısı yaratırken, sürekli olarak mükemmel hayatlar sergileyen paylaşımlar, bireylerin kendi yaşamlarını olumsuz değerlendirmelerine yol açabiliyor.
Unutmaz, sosyal medyanın olumsuz etkilerine karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor: "Sosyal medya ve internetin tamamen kötü olduğunu söylemek doğru değil, ancak bilinçli kullanımı şart. Önemli olan, bu anlık mutluluk kaynaklarını tamamen reddetmek değil, onları nasıl ve ne kadar kullandığımızı kontrol altına almaktır. Gerçek mutluluk, denge ve farkındalıkla elde edilir." Uzman psikolog, dijital detokslar yapmanın, farkındalıkla içerik tüketmenin ve sosyal medyada geçirilen süreyi sınırlamanın, sağlıklı bir zihin için kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Dijital Dengeyi Kurmanın Yolları
Dijital dengeyi sağlamak için Unutmaz, takip edilen hesapların gözden geçirilmesini ve gereksiz içeriklerden uzak durulmasını öneriyor. "Bilinçli tüketim, sadece takip etmeyi istediğimiz hesapları takip ederek ve gereksiz bildirimleri kapatarak sağlanabilir. Ayrıca, belirli zaman dilimlerinde sosyal medyadan uzak kalmak, günlük hayatımızda daha dengeli bir şekilde yer almasını sağlayabilir." diyor. Alışveriş bağımlılığı konusunda da uyarıda bulunan Unutmaz, ihtiyaç ve istek arasındaki farkı net bir şekilde belirlemenin, anlık haz yerine uzun vadeli tatmini sağlayacağını vurguluyor.
Sürdürülebilir Mutluluk Kavramı
Unutmaz, gerçek mutluluğun anlamlı ilişkiler, kişisel gelişim ve içsel denge ile sağlanabileceğini, sürekli mutlu olma beklentisinin ise sağlıklı olmadığını belirtiyor. "İnsan psikolojisi inişli çıkışlıdır ve her duygu bir ihtiyacımıza işaret eder. Mutsuzluk, kaygı veya üzüntü gibi duygular da anlamlıdır ve işlenmesi gerekir." şeklinde konuşan Unutmaz, mutluluk tanımının kişiden kişiye değişebileceğini ve toplumun veya sosyal medyanın empoze ettiği mutluluk anlayışına körü körüne kapılmamak gerektiğini söylüyor. "Gerçek mutluluk, dışarıdan gelen geçici uyaranlarla değil, kişinin kendini anlaması ve geliştirmesiyle mümkün." diye ekliyor.
Sonuç olarak, sosyal medyanın sunduğu anlık hazların, gerçek ve sürdürülebilir mutluluğun önüne geçmemesi için bilinçli bir kullanım ve dijital denge kurmak son derece önemli görünüyor. Kendi değerlerimize ve ihtiyaçlarımıza uygun bir yaşam stili benimseyerek, gerçek mutluluğu yakalamak mümkün.