
İstanbul'da 8 Bin Öğretmene Yeni Atama
İstanbul Proje Okullarında Öğretmen Atamaları Tamamlandı 2020 yılında yürürlüğe giren yönetmelik...
İstanbul'un tarihi dokusuna zarar veren kaçak yapılaşma ile mücadele devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Zabıta Dairesi Başkanlığı'nın Fatih ilçesi Hocapaşa Mahallesi'nde yaptığı incelemelerde, tarihi bir yapının "Şehri Payitaht Cafe" adıyla izinsiz işletme olarak kullanıldığı tespit edildi. Sadece kafe olarak işlev görmekle kalmayan işletmenin, tarihi yapının çevresini de izinsiz genişletmesi ve mevzuata aykırı yapılaşma gerçekleştirmesi, yetkilileri harekete geçirdi.
İBB ekiplerinin başlattığı çalışmalar sonucunda, tarihi eserin etrafına izinsiz yerleştirilen masa ve sandalyeler, yapılan açık alan düzenlemeleri ve çelik konstrüksiyonlu kayar cam mekanizmalarıyla oluşturulan kapalı alanlar, yasal süreçler sonrasında yıkıldı. Bu durumun tespiti, İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından 20 Nisan 2020 tarihli bir yazıyla belgelendirildi. Yazıda, söz konusu alanın yapı kayıt belgesinin mevzuata aykırılıkları nedeniyle iptal edildiği vurgulandı.
İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nün 2018 ve 2019 tarihli kararlarında da izinsiz yapıların kaldırılması yönünde hüküm verilmişti. İBB Encümeni ise 3 Ağustos 2022 tarihli kararıyla, ruhsatsız yapıların yıkımına karar vermişti. İşletme sahibinin İBB Encümen kararının iptali için açtığı davalar ise Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlandı. Mahkeme kararının ardından, Zabıta Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda oluşturulan ekipler, kaçak yapıların tahliyesi ve yıkımını gerçekleştirdi.
Yıkım işlemleri, tüm yasal prosedürlerin tamamlanmasının ardından sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildi. Bu operasyon, İBB'nin tarihi ve kültürel mirasın korunması yönündeki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. İBB yetkilileri, bu tür kaçak yapılaşma girişimlerine karşı mücadeleye devam edeceklerini ve tarihi dokunun korunması için gerekli tüm adımları atacağını belirtti.
İBB'nin bu kararlı duruşu, tarihi eserlerin korunması ve kent estetiğinin savunulması açısından oldukça önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu olay, hem tarihi yapıların korunmasının önemini, hem de izinsiz yapılaşmanın önlenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin ve denetimlerin etkinliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.