Genç oyuncu Zeynep Şimşek, kısa sürede dikkat çeken performansları ve kendine has duruşuyla ekranların aranan isimlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Ankara Akademi Sanat Tiyatrosu'nda aldığı eğitimle yeteneğini pekiştiren Şimşek, "Gönül Dağı", "Aile", "Yalnız Kalpler" ve "Memleket Kreuzberg" gibi projelerdeki rolleriyle izleyiciden tam not aldı. Hem oyunculuk hem de modellik alanındaki deneyimleriyle kariyerini güçlendiren genç sanatçıyla; kariyer yolculuğundan, sanata bakışına, fotoğraf çekimlerindeki cesur adımlarından, hayallerine kadar birçok konuyu konuştuk. Zeynep Şimşek'in samimi ve ilham veren açıklamalarıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.

1. Ankara Akademi Sanat Tiyatrosu'ndaki eğitiminizin oyunculuk kariyerinize nasıl bir etkisi oldu?

• Sadece istemenin yetmediğini ve eğitimle birlikte kendime katmam gereken çok şey olduğunu fark ettim. Bu mesleği istiyorsam eğer, tam anlamıyla "ben" olmak zorundaydım. Eğitimin başladığı anlarda gerçekten çok istediğimi ve bunu başarabileceğimi hissettim. Kendimi o anda bulmak, eğitimle birlikte kendimi pekiştiriyor olmak bana özgüven kazandırdı ve o an anladım ki gerçekten sadece istemek yetmiyor; bunu pekiştirmek, kendime artı katmak eğitimle ve tecrübeyle mümkün. İsteyip hayallerimizin peşinde koşar ve o hayallerimize giden yolların eğitimden geçtiğini unutmamalıyız.

2. "Gönül Dağı" ile başlayan oyunculuk serüveninizde, "Aile", "Yalnız Kalpler" ve "Memleket Kreuzberg" gibi farklı projelerde yer aldınız. Bu projelerdeki rolleriniz arasında nasıl bir fark var? Size en çok hangi rol keyif verdi ve neden?

• Kesinlikle "Aile" dizisi... Üç repliği olduğuna bakmayın, verdiği ambiyans olsun, bulunduğum durum olsun; o rolün içerisinde olduğum andan itibaren yaşadım diyebilirim. Ayrıca "Gönül Dağı"nın da benim için çok önemli bir yeri var. İlk projem, ilk işimdi. Yani "ilklerimden" birisidir "Gönül Dağı", bu yüzden o set ortamında bulunmak beni mest etmişti. Benim için çok bambaşka bir başlangıç oldu. Sonrasında sosyal medyadaki tepkilerin olumlu olması beni çok mutlu etti.
  Farklı rollerde olmak benim için bambaşka bir istek ve arzu. Ben bunu istediğim için asla gelen bir projede "ben bunu istemem" demedim. Bir kişi 10 karakter olabiliyorsa oyuncudur. Kendime bu sözü benimseyerek hareket etmek istiyorum. Her karakteri canlandırmak ve kendimle bağdaştırmak için sabırsızlanıyorum diyebilirim.

3. Hem dizi hem de reklam filmlerinde yer aldınız. Bu iki alan arasındaki en büyük farklar nelerdir? Oyunculuk tarzınızı nasıl etkiliyor?

• Reklamlarda mimikler daha keskin olurken, oyunculukta doğal olmalı derdi hocam. Farkı bu söz açıklamıştır diye düşünüyorum.
  Onun haricinde, oyunculuk senaryodaki yaşanmışlıkları kendinizle birleştirdiğinizde ortaya çıkan o mükemmel sanatı izlediğinizde anlayabiliyorsunuz. Seyirciye o duyguyu vermek gerçekten çok zordur ama gerçek bir oyuncu bunu nasıl yapacağını bilir. Reklamlarda da verilebilecek maksimum tepkilerden o haz tepkisini ve oyuncunun arşını görebiliriz.

4. Modellik deneyiminiz oyunculuğunuza nasıl bir katkı sağladı? Kamera karşısında daha rahat hissetmenizi sağladı mı?

• Kesinlikle çok rahat. Sektörde yeni olmama rağmen o alışılmışların dışına hemen çıkmış olmam benim için gurur verici bir durum oldu. Tek fark benim için diyalog olmaması olmuştur. Modellik de zor bir meslek. Duruşunu ayarlamak, kıyafetleri taşımak, o kameradaki görüntünü merak etmeden kendini biliyor olmak... Bunlar en az ezber yapmak kadar zor.
  Her mesleğin bir zorluğu vardır, aşılabilecek düzeyde ve eğitimle pekiştirildiğinde ortaya sanat çıkıyor. Aynı oyunculuk gibi; ezber ve kendimizle bağdaştırdığımız karakteri kamera önüne taşıdığımızda, yönetmenin ve seyircilerin verdiği tepkilerle o sanatı inşa ettiğimi anlıyorum.

5. Gelecekteki hedefleriniz neler? Hangi tür rollerde kendinizi görmek istiyorsunuz? Rüya projeniz nedir?

• Çok başarılı, aranan bir oyuncu olmak istiyorum. Hayallerimin ötesinde bir oyuncu... Tabii ki bunu başarabilmem için ilk önce bana şans verilmesi ve o şansı mükemmel düzeyde iyi değerlendirmem gerekiyor ki hayallerimin ve isteklerimin bulunduğu noktaya ulaşabileyim.
  Daha ağır, prezantabl bir rol isterdim; beni yansıtabilecek bir rol, karakterime uygun. Ama oyunculukta şöyle bir rolüm olsa demiyorum, demem. Çünkü rolü karakterimle bağdaştırdığımda oyunculuk çıkacağı için her rol, her karakter benim için altın değerindedir.

6. Bugünkü fotoğraf çekiminde oldukça cesur pozlar verdiniz. Bu tarz bir imajı benimseme kararı nasıl aldınız? Kendinizi nasıl ifade etmek istiyorsunuz?

• Cesur, evet. Yaptığım işten de kaynaklı olacak ki cesur adımlarla ilerleyip, kendimi bulduğum bu noktada bu duruşumu görmenizi istedim.
  Ben yaptığım her işten, çalıştığım her insandan "çok eğlenceliydiniz", "başarılı, tebrikler" cümlelerini duyuyor olmak beni çok mutlu ediyor. Egom yüksekliğim yok ve asla da olmasını istemiyorum. Beni tanıyan insanların ve tanıyacak olan insanların böyle bir şey ile karşı karşıya kalmasını asla istemem ve sevmem.
  Bu meslekte ilerleme kaydedeceğim her an için kendime vermiş olduğum en büyük sözdür. Pozlardan da anlayacağınız üzere, insanları tanımadan yargılamamak gerekir sözünü tekrar tekrar hatırlatmak isterim.

7. Bazı insanların bu tarz fotoğrafların oyunculuk kariyerinizi etkileyebileceğinden endişe duyabileceğini düşünüyor musunuz? Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

• Düşünmüyorum. Fotoğraflarımın hepsi beni yansıtıyor. Yansıtmayan hiçbir fotoğraf karesini, gerek sosyal medyada gerekse galerimde bulundurmam. Çünkü benimsediğim ve istediğim şeylerde başarılı olmayı tercih ettiğim için, beni seven insanların da kareleri beğeneceğinden hiç şüphem yok. Beğenmeyenler elbet olacaktır, saygı duyuyorum.

8. Sanat ve estetik algınız hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Fotoğraf çekimi için seçtiğiniz pozların ardındaki düşünce nedir?

• Asil, prezantabl, cesur pozlar... Görünen her kare beni ve karakterimi, kendimle barışık olmayı, kendimi sevmeyi yansıtıyor.
  Kendime aşığım, kusurlarımla kabul edebiliyorum. Beni ben yapan şey kendimi sevmek. Bu pozların amacı da kendimi sevmem ve kendime saygı duymamdır.

9. Sosyal medyada aldığınız tepkilere nasıl bakıyorsunuz? Eleştirilere nasıl yaklaşıyorsunuz? İnsanların sizin hakkınızdaki fikirlerini önemsiyor musunuz?

• Kesinlikle saygı duyuyorum. Her eleştiri, her düşünce için ekstra bir çaba harcamıyorum. İyi düşünceleri aldığım gibi kötü, aksi düşünceleri de alıp kendimde tartıyorum.
  Kabul edemediğim tek şey eleştiri kılığındaki kıskançlık ve saygısızlıktır. Onun haricindeki tüm eleştirilere, düşüncelere saygı duyuyorum.

10. Okuyuculara vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

• Hayallerinizin peşinden gidin. Hayallerinizin size sunduğu aksiliklerden vazgeçmeyin. Sizi başarıya götürecek tüm aksilikler sizin için bir güzellik getirecektir.
  Gerekli eğitime ve donanıma sahip olduğunuzda sanat ortaya çıkıyor. Hayallerinizi küçümsemeyin, özellikle de kendinizi küçümsemeyin. Hayal ettiğiniz her şeyi bir gün mutlaka yaşayacaksınız.
  Hayal etmeyi, istemeyi ve azim etmeyi bırakmayın. Sizleri yaşatacak şey sadece bu üçüdür. Hayata olan bakış açınızı ve kendinizi değiştirdiğinizde güzelliklerin sizi bulacağını unutmayın.
  Teşekkür ediyorum.