
Sendika: Aile Sağlık Merkezleri Depreme Hazır mı?
Aile Sağlık Merkezlerinin Deprem Güvenliği Göz Ardı Edilemez! Birlik ve Dayanışma...
Anne karnındaki bebeklerden erişkinlere kadar geniş bir yelpazede sağlık sorunlarına yol açtığı araştırmalarla kanıtlanan Monosodyum Glutamat (MSG) veya bilinen adıyla Çin tuzunun etkileri, tahmin edilenden çok daha geniş kapsamlı görünüyor. Hipertansiyon başta olmak üzere obezite, sindirim sistemi bozuklukları, beyin ve sinir sistemi hasarları, üreme ve endokrin sistem fonksiyonlarında bozukluklar; MSG'nin yol açtığı sorunların sadece genel bir özeti.
Böbrek hastalıkları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan ve toplum sağlığına yönelik koruyucu hekimlik projeleri yürüten Türk Böbrek Vakfı (TBV), Çin tuzunun tehlikelerine dikkat çekiyor. TBV Başkanı Timur Erk, Pakistan'da yasaklanan ve birçok ülkede kullanımının kısıtlandığı MSG'nin, Dünya Sağlık Örgütü'nün "en zararlı yiyecekler" listesinde yer aldığını hatırlatarak, Türkiye'deki tehlikenin devam ettiğini vurguluyor.
Vakıf tarafından yürütülen beslenme eğitimi projesi kapsamında, Edirne'den Hakkari'ye kadar tüm Türkiye'deki çocukların MSG içeren birçok paketli gıdayı düzenli olarak tükettiği tespit edilmiş. Erk, "Bireysel bilinçlenme ve girişimde çocuklara etiket okuma alışkanlığı kazandırmanın sağlıklı bir gelecek için zaruri olduğunu düşünüyoruz. Toplumsal bir girişim olarak ise, Türkiye'de 2 milyona yakın çocuğun obez olduğu ve bu rakamın her yıl %8 oranında arttığı gerçeğinden yola çıkarak; MSG içeren paketli gıdalara çocukların kolay erişimini engellemeliyiz. Aileler bu konuda daha bilinçli olmalı, çocuklarını doğal gıdalarla beslemelidirler" diyor.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aydın Türkmen, MSG'nin zararlı etkilerinin alınan doza, alınma yoluna ve süresine bağlı olarak değiştiğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Türkmen, "MSG, eklendiği gıdalarda gerçekte olduğundan daha fazla protein varmış algısı yaratabilir. Bu durum, lezzet algısını bozarak veya yanıltarak o gıdaların daha çok tüketilmesine, bir tür bağımlılık yaratmasına neden olabilir. Glutamatın zararlı etkilerini gıdalardaki serbest formu belirler. Bu kısım ani olarak çok yükselirse zararlı etkiler ortaya çıkar. Diğer amino asitlere bağlı formlarında emilim ve metabolizma yavaş olduğundan zararlı etkiler az görünür. Ayrıca glutamat, beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişime aracılık eden önemli bir uyarıcıdır. Aşırı olduğunda bu fonksiyonlarda bozulmalar beklenir ve vücuttaki glukoz metabolizmasını da olumsuz etkileyebilir. Pankreastan aşırı insülin salınımına yol açarak kan şekerini düşürüp tekrar tekrar açlık hissi uyandırır" şeklinde açıklamalarda bulunuyor.
"Hiperaktivite ve Otizm Tehlikesi"
Glutamat fazlalığının baş ağrısı, migren, istemsiz hareketler, hiperaktivite ve otizme neden olabileceği, fibromiyaljiye yol açtığına dair çalışmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Aydın Türkmen, doğal gıdalardaki glutamatın vücudun ihtiyacını karşılayacak düzeyde olduğunu belirtiyor. "Dolayısıyla endüstriyel glutamat içeriği yüksek olan gıdalardan, özellikle çocukların erken yaştan itibaren uzak tutulması son derece önemli. Özetle, bu tip tuz içeren gıda katkı maddelerinin en önemli yan etkilerinin hipertansiyon olduğu ve hipertansiyonla ilişkili kronik böbrek yetersizliği ve kalp yetersizliği gelişimini hızlandırabileceği bilinmelidir" diyor.