İstanbul Depreminin Psikolojik Yansımaları: Uzmanlardan Uyarılar

23 Nisan'da İstanbul'u sarsan 6.2 büyüklüğündeki deprem, sadece maddi yıkımlarla sınırlı kalmadı. Depremin psikolojik etkileri, uzmanları alarma geçirdi. Binlerce insanın doğrudan veya dolaylı olarak etkilendiği bu felaketin, toplumun ruh sağlığı üzerinde uzun süreli sonuçları olabileceği belirtiliyor.

İSTANBUL (İGFA) - Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, depremin yarattığı travmanın, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceğini vurguladı. Beyaz, "Depremden doğrudan etkilenen kişiler, kabuslar, ani ve şiddetli anıların geri dönüşü (flashback), aşırı kaygı, aşırı uyarılmışlık ve olaylardan kaçınma gibi belirtiler yaşayabilirler. Depreme uzaktan tanık olanlarda ise kaygı, güvensizlik ve geleceğe dair belirsizlikler ön plana çıkıyor. Bu durum, toplum genelinde kolektif bir travma yaratabilir ve yaygın bir güvensizlik, belirsizlik ve çaresizlik duygusuna neden olabilir." şeklinde konuştu.

Anksiyete ve Depresyon Riskini Artırıyor

Uzman, deprem sonrası anksiyete ve depresyon belirtilerinin sıkça görüldüğüne dikkat çekti. "Travmatik içeriklere maruz kalma, anksiyete seviyelerini önemli ölçüde artırıyor. İnsanlar bu dönemde büyük bir stres ve duygusal zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, psikolojik desteğe olan ihtiyacı daha da belirgin hale getiriyor." diyen Beyaz, bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi için bazı önerilerde bulundu.

Beyaz, "Duygularınızı bastırmak yerine kabul edip ifade etmek çok önemli. Günlük rutininize bağlı kalmak, güvenlik ve kontrol hissini güçlendirecektir. Fiziksel aktiviteler ve sosyal etkileşimler, stresle başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Travmatik içeriklerden uzak durmak ve medya tüketimini sınırlamak da zihinsel yorgunluğunuzu azaltmada etkili olacaktır. Ancak, duygularınızla başa çıkmakta güçlük çekiyorsanız, mutlaka profesyonel birinden yardım almalısınız." dedi.

Normalleşme ve Geleceğe Odaklanma

Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, normalleşme sürecinin hem bireyler hem de toplum için yaşananları geride bırakıp geleceğe odaklanma fırsatı sunacağını belirtti. "Uzun vadede, psikolojik dayanıklılığın artırılması, gelecekteki olası travmalara karşı daha dirençli bir toplum oluşturmamızı sağlayacaktır." diyerek sözlerini tamamladı. Depremin yarattığı psikolojik yaraların iyileşmesi için, bireysel ve toplumsal çabaların bir arada yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor.

Depremden etkilenenler için destek hatları ve psikolojik yardım kaynaklarına ulaşım bilgileri için ilgili kurumların web sitelerini ziyaret edebilirsiniz.